6 Aralık 2024 İlker Urlu 0 Yorumlar

Gündelik yaşamda sıkça karşılaşılan durumlardan birisi de çeşitli kabahatler nedeniyle uygulanan idari para cezaları ve diğer tedbirler yaptırımlardır. Bu tür durumlarla çok sık karşılaşılmasına rağmen bu konuda bir kavram karmaşası olduğu aşikardır. Bu yazıda ilgili mevzuatta yer alan kavramlar ve hukuki durum açıklanacaktır.

Kabahat ve İdari Yaptırım Nedir?

Kabahatler ve idari yaptırımlar, en temelde 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nda düzenlenmektedir. Kanun’a göre toplum düzenini, genel ahlakı, genel sağlığı, çevreyi ve ekonomik düzeni korumak amacıyla çeşitli kabahatler ve bu kabahatlere karşı uygulanabilecek idari yaptırım türleri tanımlanmıştır.

Kanun kabahati; kanunun, karşılığında idari yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık olarak tanımlamaktadır.

İdari yaptırımlar ise kabahatler karşısında uygulanacak yaptırımlar olarak anlaşılmaktadır.

Kabahatler Nelerdir?

5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nda çeşitli kabahatlere yer verilmekle birlikte kabahatler yalnızca bu kanunda sayılanlardan ibaret değildir. Özel kanunlarda da düzenleme alanlarına özgü kabahatlere yer verilmektedir.

Kabahatler Kanunu’nda yer verilen kabahatler; emre aykırı davranış, dilencilik, kumar, sarhoşluk, gürültü, rahatsız etme, işgal, tütün mamullerinin tüketilmesi, kimliği bildirmeme, çevreyi kirletme, afiş asma, asılsız ihbar, silah taşıma şeklinde sayılmıştır.

İdari Yaptırımlar Nelerdir?

Kanunda kabahatler karşısında uygulanacak idari yaptırımlar; idari para cezası ve idari tedbirler olarak sınıflandırılmıştır.

İdari tedbirler ise; mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve ilgili kanunlarda yer alan diğer tedbirlerdir. Mülkiyetin kamuya geçirilmesi ceza hukukunda yer alan müsadere kavramı ile benzerdir. Ancak iki kavramın birbiri ile karıştırılmaması adına müsadere kavramı kullanılmamıştır. Eşyanın kullanılmaz hale getirilmesi, niteliğinin değiştirilmesi, ancak belli surette kullanılması durumlarında mülkiyetin kamuya geçirilmesine karar verilebilir.

İlgili kanunlarda yer alan diğer tedbirler ise her kanunda özel olarak düzenlenebilir. Örneğin belirli bir süre faaliyetin durdurulması, ehliyetin geçici süre alınması gibi yaptırımlar, özel kanunlarda düzenlenen yaptırım türleri olarak karşımıza çıkmaktadır.

İdari Yaptırımlara Karşı Başvuru ve İtiraz Yolu

Kabahatler Kanunu’nda idari yaptırımlara karşı başvuru düzenlenmiştir. Buna göre idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararlarına karşı sulh ceza mahkemesine, kararın tebliği ya da tefhiminden itibaren 15 gün içerisinde başvurmak mümkündür. Sulh ceza mahkemesinin vereceği karara karşı ise kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde itirazda bulunmak mümkündür.

Kabahatler Kanunu’nun 3.maddesinde idari yaptırım kararlarına karşı kanun yolu hükümlerinin diğer kanunlarda aksine bir hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı düzenlenmektedir. Yani diğer kanunlarda idari yaptırımlar ve bu kararlara karşı özel yaptırımlar düzenlenmişse bu durumda yargı yeri o kanunda bahsedilen yargı yeri olacaktır. Bu tür özel bir düzenleme bulunmaması halinde ise Kabahatler Kanunu’nda düzenlenen genel hükümlere göre sulh ceza mahkemesine başvuru ve bu karar karşı da itiraz mümkündür.

İdari Yargının Görevli Olduğu İstisnai Hal

Kabahatler Kanunu m. 27/8’de; “İdarî yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idarî yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde; idarî yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddiaları bu işlemin iptali talebiyle birlikte idarî yargı merciinde görülür” hükmü yer almaktadır. Bu hükme göre, idari yaptırım kararı ile birlikte idari yargının görevine giren başkaca bir kararın verilmesi halinde hem idari işleme karşı hem de idari yaptırıma karşı açılacak davada görevli mahkeme idare mahkemesi olacaktır. Danıştay içtihatlarına göre, idari yargıda açılacak bu davayı hem idari işleme hem de idari yaptırıma karşı ayrı ayrı dava açmak da mümkündür. Ancak bu durumda da, her iki davanın idari yargıda açılması gerekecektir.