Akademik kadro ilanı ve kadro atamalarına ilişkin hukuka aykırı durumlarla karşılaşmak mümkündür. Bu hukuka aykırılıklar arasına en sık karşılaşılan durum kişiye özel ilanlardır. Bu tür ilanlar ilgili mevzuata aykırı olduğundan açılacak dava sonunda karoya yapılan atamanın iptali söz konusu olmaktadır. Nitekim yakın zamanda YÖK üniversitelere konuyla ilgili uyarı yazısı göndermiştir. Ancak kadro ilanlarına atamalarda karşılaşılan sorunlar kişiye özel kadro ilanları ile sınırlı değildir.
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu ile Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliğinde akademik kadrolara yapılacak atamalara ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir. Buna göre öğretim üyeliğine yapılacak atamalarda atama unvanına göre değişmekle birlikte kadroya başvuran adayları değerlendirmek üzere öğretim üyeleri görevlendirilmektedir.
İlgili Mevzuat
2547 sayılı Kanun m. 23/a; “Yükseköğretim kurumlarında açık bulunan doktor öğretim üyesi kadroları rektörlükçe ilan edilir. İlan edilen bu kadrolara fakültelerde dekan; diğer birimlerde müdürler, biri o birimin yöneticisi biri de o yükseköğretim kurumunun dışından olmak üzere üç profesör veya doçent tespit ederek bunlardan adayların her biri hakkında yazılı mütalaa isterler…” hükmü ile doktor öğretim üyesi kadrolarına atamayı düzenlemektedir.
2547 sayılı Kanun m. 24/e; “Doçentlik unvanına sahip olanlar yükseköğretim kurumları tarafından ilan edilen doçent kadrolarına başvurur. Doçent kadrosuna başvuran adayların durumlarını incelemek üzere rektör tarafından, varsa biri ilgili birim yöneticisi, en az biri de o üniversite dışından olmak üzere üç profesör tespit edilir. Bu profesörler her aday için ayrı ayrı olmak üzere birer rapor yazarlar ve kadroya atanacak birden fazla aday varsa tercihlerini bildirirler. Üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü yönetim kurulunun bu raporları göz önünde tutarak alacağı karar üzerine, rektör atamayı yapar” hükmü ile doçentlik kadrosuna atamayı düzenlemektedir.
2547 sayılı Kanun m. 26/b-2; “ Profesörlük kadrosuna başvuran adayların durumlarını ve bilimsel niteliklerini tespit etmek için üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü yönetim kurulunca en az üçü başka üniversitelerden veya yüksek teknoloji enstitülerinden olmak üzere ilan edilen kadronun bilim alanıyla ilgili beş profesör seçilir. Bu profesörler her aday için ayrı ayrı olmak üzere birer rapor yazarlar ve kadroya atanacak birden fazla aday varsa tercihlerini bildirirler. Üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsü yönetim kurulunun bu raporları göz önünde tutarak alacağı karar üzerine, rektör atamayı yapar” hükmü ile profesör kadrolarına atamayı düzenlemektedir.
İlgili mevzuat gereği öğretim üyeliğine atamada değerlendirme jürisi oluşturulması gerekmektedir. Ancak değerlendirme için görevlendirilen öğretim üyesi ile başvuru yapan adayın ortak akademik çalışmalarının bulunması halinde değerlendirme raporu geçerli olacak mıdır?
Danıştay içtihatlarına göre aday ile değerlendirme jürisinin ortak çalışmalarının bulunması
Danıştay içtihatlarına göre, kadroya ataması yapılan kimse ile değerlendirme yapan öğretim üyesinin ortak yayınlarının bulunuyor olması değerlendirmenin objektif niteliği ile bağdaşmadığından hukuka aykırı bir değerlendirme raporu ortaya çıkacaktır. Bu durumda da diğer adayların dava açması halinde yapılacak incelemede hukuka aykırılık nedeniyle kadroya yapılan atama işleminin iptali gündeme gelecektir.
Danıştay bir kararında; “…Bu durumda, dava dosyasında yer alan bilgi ve belgeler ile somut uyuşmazlık birlikte incelendiğinde, doktor öğretim üyeliği kadrolarına yapılacak olan atamalarda jüri üyelerinin belirli bir aday lehine görüşte bulunmaları halinin, o kişinin anılan kadroya atanmasında esaslı bir unsur olması ve mahkemece yaptırılacak bilirkişi incelemesinin de bu hususta jüri üyelerinin değerlendirmelerinin yerinde olup olmadığı hususunun araştırılmasına yönelik olması karşısında dava konusu kadroya yapılacak atamaya dair görüş verecek jürilerin değerlendirmelerinin tarafsız ve objektif olarak yapılması adına, dava konusu kadroya atanmak için başvuruda bulunan ve sonrasında atanması uygun görülen … ile birlikte çok fazla çalışması olan ve anılan şahsın danışmanı sıfatıyla daha önce görev yapmış olan bölüm başkanı …’nun ilgili mevzuat görevi birim yöneticisi olarak Bölüm Başkanı sıfatıyla dahi olsa jüri üyeleri arasında yer almasının kadroya atanmaya aday konumunda bulunan diğer 5 aday tarafından söz konusu jüri üyesince yapılan değerlendirmelerin her zaman tartışılmasına yol açabileceği, objektiflik yönüyle olumsuz intibalara sebebiyet verebileceği kanaatine varılmıştır…” gerekçesiyle birlikte akademik çalışmalarının varlığını objektif incelemenin ihlali olarak kabul etmiştir (Danıştay 8. Daire Başkanlığı, 03/12/2024T., 2023/1924 E. , 2024/6144 K.).
Danıştay bir başka kararında da; “…Dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davaya konu doçent kadrosuna atama başvurusunu değerlendirmek üzere oluşturulan jüride, kadroya atanan adayın, yüksek lisans ve doktora tez danışmanı olan, aynı zamanda pek çok ortak makale yayımladığı ve akademik çalışma yürüttüğü öğretim üyesinin görev yaptığı anlaşılmıştır. Diğer bir anlatımla; davacının ve diğer adayın akademik çalışmaları, bu jüri üyesi tarafından da değerlendirilerek, diğer adayın atanması yönünde rapor düzenlendiği anlaşılmıştır. Bu bağlamda; davaya konu kadroya atanan adayın, yüksek lisans ve doktora tez danışmanı olan, aynı zamanda pek çok ortak makale yayımladığı ve akademik çalışma yürüttüğü öğretim üyesinin, atama başvurusunu değerlendirmek üzere oluşturulan jüride yer almış olmasının, tarafsız ve objektif değerlendirme yapılması gerekliliğini ihlal ettiği anlaşıldığından, kadroya davacının atanmamasına, diğer adayın atamasının yapılmasına ilişkin işlemin, hukuka ve akademik hizmet gereklerine aykırı olduğu sonucuna ulaşılmıştır…” gerekçesiyle ortak akademik çalışmaların objektif değerlendirme gerekliliğini ihlal olarak kabul etmiştir (Danıştay 8. Daire Başkanlığı, 08/10/2024T., 2022/3220 E., 2024/5098 K.).
Danıştay’ın bir kararında da; “…Bu bağlamda somut olaya bakıldığında; dava dosyasında yer alan müdahilin yayınlarına ilişkin listede jüri üyesi olarak görevlendirilen Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi … Anabilim Dalı … ile anılan kadroya atanan kişinin ortak akademik faaliyetlerde bulunduğu ve yayınlar yaptığı anlaşıldığından anılan jüri üyesi tarafından yapılan akademik değerlendirmenin tarafsız, objektif ve denetlenebilir olmadığı sonucuna ulaşılmıştır…” gerekçesiyle birlikte çalışmalar yapmanın objektif niteliği etkilediği sonucuna varmıştır(Danıştay 8. Daire Başkanlığı, 26/09/2024T., 2023/406 E., 2024/4822 K.).
Yukarıda yer verilen Danıştay kararları uyarınca, akademik kadrolara atamada değerlendirme yapan öğretim üyesi ile kadroya ataması yapılan kimsenin akademik çalışmalar yapmış olması değerlendirmenin objektif niteliğini etkilediğinden bu tür atamalarda hukuka uygunluk bulunmamaktadır.