20 Ekim 2025 İlker Urlu 0 Yorumlar

14/10/2025 tarih ve 33047 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Doçentlik Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile Doçentlik Yönetmeliğinde çeşitli değişiklikler yapılmıştır.

Bu değişikliklere göre doçent adayları özgeçmiş ve eserler listesinde tüm akademik çalışmaları belirtmek durumundadırlar. Adayların doçentlik başvurusunda yayınları arasında seçim yapmaları mümkün değildir.

Yönetmeliğe yeni eklenen; “Lisansüstü tezlerindeki intihal ve sahtecilik sebebiyle başvurusu iptal edilen adaylar bu tezleri kullanarak tekrar doçentlik başvurusunda bulunamaz. Bu hükme aykırı şekilde başvurduğu tespit edilen adayların başvurusu Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı tarafından reddedilir” hükmü ile lisansüstü tezlerde intihal tespit edilmesi halinde bu tezler kullanılarak doçentlik başvurusu imkanı ortadan kaldırılmıştır. Düzenlemeden adayın yeni bir tez yazarak doçentlik başvurusunun önünde bir engel bulunmadığı anlaşılmaktadır.

Yönetmeliğe eklenen; “Doçentlik başvuruları, adayın bilimsel araştırma ve yayın etiği ilkelerine uygun hareket edip etmediği, asgari başvuru şartlarını sağlayıp sağlamadığı, eserlerin nitelik ve özgünlüğü, bilim alanına yaptığı katkısı ve bir bütün halinde alanındaki yetkinliği yönlerinden değerlendirilir” hükmü ile eser incelemesi görevi kısmi değişiklikle korunmuştur. Bu hükmün içerdiği belirsizlikler nedeniyle hukuki ihtilaflara neden olacağı öngörülmektedir. Jüri raporlarında gerekçelendirmenin hukuki yeterlilikte olmadığı pek çok dava dosyasında karşımıza çıkmaktadır. Bu düzenlemenin de soruna çözüm getirmesinin mümkün olmadığı kanaatindeyiz.

Yönetmeliğe eklenen; “Adayın asgari başvuru şartlarını sağlamış olması eser değerlendirmesinde başarılı olduğu anlamına gelmez” hükmü ise yeni bir düzenleme niteliğinde değildir. Çok sayıda dava dosyasında tek bir jüri üyesinin asgari şartları sağlamamıştır değerlendirmesi nedeniyle adayların başvurusu iptal edilmektedir. Adayların bu yönde çok sayıda itirazda bulunması ve davalarda bu hususun ileri sürülmesi nedeniyle bu tür bir cümleye Yönetmelikte yer verilme ihtiyacı doğduğu anlaşılmaktadır. Ancak bu düzenleme ile adayların yaşadığı mağduriyetlerin giderilmesi mümkün değildir. Asgari koşulları sağlanmadığı yönünde tek bir görüş bildirmekle adayın doçentliğini engellenmesi ve bu hususun kötü niyetli olarak kullanılması söz konusu olabilmektedir. Bu nedenle asgari koşullar yönünden de başka bir düzenlemeye ihtiyaç duyulduğu kanaatindeyiz.

Yönetmeliğe eklenen; “Diğer jüri üyelerinin raporları adayın erişimine açılmaz” cümlesinin ise hukuka aykırı olduğu kanaatindeyiz. Üniversitelerarası kurul bir süredir dava dosyalarına adayın lehine olan jüri raporlarını dahi göndermemektedir. Bu cümlenin üniversiteler arası kurulun talebi ile eklendiğini ve temel bilirkişi incelemesinin hukuki niteliğine aykırı düştüğü kanaatindeyiz. Adayın diğer jüri üyelerinin raporlarını görmelerinin engellenmesinin hukuki bir gerekçesi bulunmamaktadır.

Yönetmeliğe eklenen; “Değerlendirmeye esas alınan raporlar, başvurunun etik ihlal sebebiyle iptal edilmesi durumunda etik ihlal tespitinde bulunan jüri raporu/raporları; asgari şartları sağlamaması sebebiyle iptal edilmesi durumunda asgari başvuru şartlarını sağlamadığına ilişkin jüri raporu/raporları ve adayın başarılı/başarısız olması durumunda asıl jüri üyeleri tarafından düzenlenen raporlardır. Değerlendirmeye esas alınan raporlar dışındaki raporlar adayların erişimine açılmaz” hükmünün de yukarıda yer verilen düzenlemeye benzer olduğu anlaşılmaktadır. Bu düzenlemenin iyi yönetim ilkesi, açıklık ve şeffaflık ile hukuki belirlilik ilkelerine aykırı olduğu kanaatindeyiz. Bir doçentlik başvurusunda aday hakkında hazırlanan jüri raporlarının adaydan gizlenmesi Anayasaya uygun değildir. Yönetmelikte yer alan bu hükümlerin iptali gerekmektedir.

Yönetmeliğe eklenen; “Bilimsel araştırma ve yayın etiğine aykırılık iddiası hakkında yapılacak inceleme neticesinde etik ihlalde bulunduğuna karar verilen adayın başvurusu iptal edilir. Başvurusu iptal edilen aday, müracaat dönemi esas alınmak suretiyle en erken izleyen üçüncü dönemde yeniden başvurabilir. Etik ihlalde bulunduğuna ilişkin tespit içeren jüri raporu/raporları adayın erişimine açılır. Diğer jüri üyelerinin raporları adayın erişimine açılmaz. Yeniden doçentlik başvurusunda bulunan aday etik ihlal tespitine konu olan yayınlarını belirtmekle yükümlüdür. Aday yanlış beyan dışında etik ihlal tespitine esas olan yayınlarını beyannamede kullanamaz; kullandığının tespit edilmesi hâlinde müracaatı Doçentlik Komisyonunca reddedilir. Adayın idarî, cezaî ve hukukî sorumluluğuna ilişkin hükümler saklıdır” hükmü etik ihlale çeşitli sonuçlar bağlamakta ve yine adayın diğer raporlara erişimini engellemektedir. Bu hükmün diğer olumlu jüri raporlarına erişimi engelleyen kısmının da yukarıda açıklanan nedenlerle hukuka aykırı olduğu kanaatindeyiz.

Jüri raporlarının adaylardan ve hatta mahkeme dosyasından gizlenmesine ilişkin olarak daha önce yaptığımız Anayasa bireysel başvurusunda silahların eşitliği, savunma hakkı, adil yargılanma ve gerekçeli karar haklarının ihlal edildiğini ileri sürdük. Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği kararın önemli ve belirleyici olacağı değerlendirilmektedir.