6 Aralık 2024 İlker Urlu 1 Yorumlar

Doçentlik başvurusu, jüri üyelerinin çoğunluğunun adayın çalışmalarını başarısız bulması, adayın başvurusunun asgari koşulları sağlamadığı ve adayın çalışmalarında etik ihlal bulunduğu gerekçeleriyle iptal edilebilmektedir. Bu durumlarda Üniversitelerarası Kurula karşı idare mahkemelerinde dava açmak mümkündür.

Doçentlik başvurusunun iptaline karşı açılan davalarda, açık bir hukuka aykırılık hali bulunmadığı taktirde davanın lehe ya da aleyhe sonuçlanması bilirkişinin düzenleyeceği rapora sonucuyla yakından ilişkili olmaktadır. Bu durumda bilirkişi incelemesi ve raporu davanın sonucunu doğrudan etkilemektedir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda bilirkişiye kurumuna ilişkin doğrudan düzenlemeler bulunmamaktadır. İYUK m. 31’de bilirkişi incelemesine ilişkin usulün Hukuk Muhakemeleri Kanununa göre yürütüleceği hükme bağlanmıştır. Buna göre bilirkişi kurulunun oluşturulması, bilirkişiye itiraz, rapora itiraz gibi hukuki süreçler Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve Bilirkişilik Kanunu hükümlerine göre yürütülmektedir.

Bilirkişi Seçimi Nasıl Yapılır?

Mahkemece yaptırılacak olan bilirkişi incelemesinde, adayın başvurduğu alanda uzman akademisyenlerin yer aldığı bir bilirkişi kurulu oluşturulmaktadır. Mahkeme bilirkişi seçiminde bilirkişi listesini YÖK’ten talep edebilmektedir. Listeden seçilen bilirkişileri isimleri davacıya bildirilmekte ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre bilirkişiye itirazın bulunup bulunmadığı sorulmaktadır. Bu aşamada, alan dışından bir bilirkişi seçilmesi durumunda bilirkişiye itirazın mümkün olduğunun kabulü gerekir.

Bilirkişiler Raporu Hangi Sürede Hazırlamalıdır?

Bilirkişilerin hangi sürede raporu hazırlamakla yükümlü oldukları HMK . 274’te düzenlenmektedir. Buna göre bilirkişi raporunun hazırlanması için verilecek süre 3 ayı geçemez. Bilirkişi raporu bu sürede hazırlanamazsa mahkeme gerekçesini de belirterek üç ayı geçmemek üzere ek süre verebilir. Bu süreler azami sürelerdir. Mahkemelerce davan niteliğine göre daha kısa sürenin belirlenmesi mümkündür. Doçentlik başvurusunun iptali davalarında 3 aylık sürenin davanın niteliği itibariyle uzun bir süre olduğunu ifade edebiliriz. Bu nedenle uygulamada mahkemelerce daha kısa bir sürenin takdir edildiği görülmektedir.

Bilirkişi İncelemesinin Hukuki Niteliği

Doçentlik başvurusunun iptali davalarında yapılacak bilirkişi incelemesi yeni bir jüri raporu niteliğinde değildir. Bilirkişi incelemesi ile ilgili uygulamada en çok karşılaşılan sorunların başında bu husus gelmektedir. Bilirkişi incelemesi esasında kişi hakkında doçentlik başvurusunun incelenmesi esnasında hazırlanan jüri raporlarının maddi ve hukuki süreçlere uygunluğunun denetlenmesidir. Örneğin kişi hakkında başarısız değerlendirmede bulunan jüri üyesinin hazırladığı raporda yeterli incelemenin yapılıp yapılmadığı, eser incelemelerinde hataya düşülüp düşülmediği bilirkişi kurulu tarafından incelenerek bir sonuç bildirilmesi gerekmektedir. Ya da etik ihlal kararı verilen bir başvuruda etik ihlal kararının gerekçesinin doğru olup olmadığı ve maddi süreçlerle uygunluğu denetlenecektir. Ancak uygulamada bilirkişi incelemesinin yeni bir jüri raporu olarak değerlendirilerek yapıldığı görülmektedir. Bu uygulama açıkça hukuka aykırı ve hatalı olmasına rağmen halen sürdürülmektedir. Bilirkişiler adayın çalışmalarını jüri üyesi gözüyle inceleyerek bir sonuca varmaktadırlar. Halbuki yapılması gereken dosyada mevcut bütün bilirkişi raporlarının teknik ve içerik yönünden uygunluğunun incelenmesi olmalıdır.

Bilirkişi Bütün Jüri Raporlarını İncelemeli midir?

Yukarıda ifade edildiği üzere, doçentlik başvurusunun iptali davalarında alınacak bilirkişi raporlarında, başvuruyu inceleyen bütün jüri üyelerinin raporları bulunmalıdır. Ancak uygulamada Üniversitelerarası Kurul’un adayın lehine olan raporları dosyaya sunmaktan imtina ettiği görülmektedir. Bu durum kanımızca hukuku aykırıdır. Bilirkişilerin hazırlayacakları rapor jüri raporu mahiyetinde değildir. Bilirkişiler dosyada yer alan bütün raporları yani adayın lehine ve aleyhine olan bütün raporları teknik ve içerik yönünden inceleyerek bir sonuca ulaşmalıdırlar. Ancak uygulamada bilirkişi incelemesi yeni bir jüri raporu mahiyetinde görüldüğü için bu hususta da sorunlar yaşanmaktadır. Kanımızca Üniversitelerarası Kurul’un lehe olan raporları dosyaya kazandırmadan yapılan bilirkişi incelemeleri eksik inceleme niteliğinde olduğundan verilecek karar da hukuka aykırılık teşkil edecektir.

Bilirkişi Raporuna İtiraz ve Ek Rapor

Bilirkişi raporuna itiraz ve süresi HMK m. 281’de düzenlenmektedir. Buna göre bilirkişi raporunda eksikliklerin bulunması halinde raporun tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde rapora itiraz etmek mümkündür. Bu süre istisnai durumlarda mahkemece uzatılabilir. İtiraz üzerine bilirkişiler ek rapor düzenleyebilirler. HMK m. 281 yeni bir bilirkişi kurulu oluşturularak bilirkişi incelemesi yapılmasını mümkün görmüşse de doçentlik başvurusunun iptali davalarında bu tür bir uygulama oldukça istisnaidir.

Mahkeme Bilirkişi Raporu ile Bağlı mıdır?

Mahkemenin bilirkişi raporu ile bağlı olmadığını, raporu diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendireceğini HMK m. 282 düzenlemektedir. Ancak yüksek yargı kararlarında özellikle teknik inceleme gerektiren konularda bilirkişi raporunun aksi yönünde karar verilmesi, istisnai bir durum olmadığı taktirde, hukuka aykırı olarak değerlendirilmektedir.

Bilirkişi Ücreti

Bilirkişi ücreti Adalet Bakanlığı tarafından çıkarılan tarifeye göre değerlendirilir ve bilirkişilere ücret takdir edilir. Uygulamada bilirkişi ücreti davacı tarafından gider avansı olarak ödenmektedir.

 

Sonuç olarak; doçentlik başvurusunun iptaline karşı açılan davalarda bilirkişi incelemesi oldukça önemli bir yer tutmaktadır. Doçentlik alanlarının teknik incelemeyi gerektirmesi nedeniyle, açık bir hukuka aykırılık hali bulunmaması halinde, bilirkişilerin hazırladıkları rapor karara doğrudan etki etmektedir.

1 People reacted on this

Comments are closed.