2547 sayılı Yükeköğretim Kanunu’nun 24.maddesinde doçentlik başvurularına ilişkin düzenleme yer almaktadır. Buna göre doçentlik başvuruları yılda iki kez yapılmaktadır. Doçentlik başvuruları yönünden genel koşullar yer aldığı gibi, Üniversitelerarası Kurul tarafından her başvuru döneminde başvuru yapılan alanlara göre çeşitli ek koşullara yer verilmektedir. Adayların belirlenen bu asgari koşulları sağlaması gerekmektedir.
Doçentlik başvurusu ve incelenmesine ilişkin detaylar ise Doçentlik Yönetmeliğinde düzenlenmiştir. Yönetmeliğe göre adayların başvuruları öncelik asgari koşulları sağlayıp sağlamadığı, eserlerinden etik ihlali bulunup bulunmadığı yönlerinden incelenecektir. Adayın başvurusunda bu yönlerden yapılan incelemelerde asgari koşulları sağlamadığı ya da etik ihlal bulunan durumlarda başvurunun iptaline karar verilecektir.
Adayın başvurusunun asgari koşulları sağladığı durumlarda ise eser incelemesi sonucu adayın başarılı ya da başarısız bulunması durumuna göre bir sonuca ulaşılacaktır. Adayın eser incelemesinde jüri üyelerinin çoğunluğunun adayı başarılı bulması durumunda aday başarılı bulunarak doçentlik belgesi almaya hak kazanacaktır.
Doçentlik başvurusunun iptaline karar verilen ya da eser incelemesinde başarısız bulunan adayların açacakları davalarda, her somut duruma özgü ihlal iddialarının ileri sürülmesi gerekmekteyse de davalarda idare hukukun esas aldığı temel ilkelere dayanarak değerlendirme yapmak mümkündür.
Buna göre ilk olarak jüriler tarafından hazırlanan raporlarda ayrıntılı ve gerekçeli olma ilkelerinin ihlal edildiğine sık rastlanılmaktadır. Jüri üyeleri, adayın eser incelemelerini genel ve soyut ifadelerle değerlendirmekte ve ayrıntılı gerekçe yazmak konusunda çekingen davranmaktadırlar. Ancak idare hukuku ilkeleri gereği ve ilgili yönetmelik uyarınca jüri raporlarının ayrıntılı ve gerekçeli olması gerekmektedir.
Jüri raporlarından karşılaşılan bir başka sorun ise, incelemenin soyut nitelikte kalması ve öznel değerlendirmeler içermesidir. Başvuruyu inceleyen jüri üyelerinin zaman zaman öznel ve soyut değerlendirmelere yer verdikleri ve adayın eserlerinin alana katkısı yönünden esas aldıkları ölçütleri belirtmedikleri görülmektedir. Bu durumda da ilgili jüri raporunun idari yargılama usulüne uygun düzenlenmediği ileri sürülebilir.
Jüri raporlarında karşılaşılan bir başka sorun ise eser incelemesinde adayın çalışmalarının doğru biçimde değerlendirilememesidir. Kimi zaman eserin yayımlandığı dergiler, puanlama yönlerden hatalar yapılmakta, adayın eserinin yayımlandığı dergiye ilişkin yağmacı/şaibeli iddiası gündeme getirilebilmektedir. Özellikle dergilerin güncel durumlarının gözden kaçırılması bir ihtimal olarak karşımıza çıkmaktadır.
Jüri raporlarında karşılaşılan bir diğer sorun ise disiplinlerarası alanlarında jürilerin katı bir tutum sergileyerek adayın eserlerinin başvuru yapılan bilim alanına ait asgari koşulları sağlamadığı yönündeki değerlendirmelerdir. Bu tür durumlarda jüri raporlarında adayın eserlerinin başvuru yapılan bilim alanıyla ilişkili olmadığı yönünde görüş bildirilmektedir. Halbuki disiplinlerarası çalışmalarda bu kanaate çok hızlı ulaşılmaması, eserlerin bu yönden de değerlendirilmesi gerekmektedir.
Sonuç olarak, jüri raporlarında sıkça karşılaşılan değerlendirmelere yer verilmiştir. Ancak her bir başvuru yönünden, burada yer verilen genel hukuka aykırılık hallerinin değerlendirilerek dava dilekçesinin hazırlanması gerekir.