Lehe olan hüküm uygulanır ilkesi daha çok ceza hukuku alanında duyduğumuz ve uygulanan bir ilke olmakla birlikte disiplin soruşturması yönünden de geçerlidir. Yani memur hakkında devam eden bir disiplin soruşturmasının varlığı halinde disiplin mevzuatında bir değişiklik yapılarak disiplin soruşturmasına konu fiil disiplin cezasını gerektiren hallerden çıkarılmış ya da karşılığı disiplin cezası yönünden değişikliğe gidilerek ceza azaltılmışsa bu durumda memurun lehine olan hüküm uygulanacaktır. Memurun disiplin cezasını gerektiren fiili işlediği tarihteki disiplin mevzuatına bakılacak, yeni mevzuat bu fiili cezalandırmıyor ya da daha hafif bir ceza ile cezalandırıyorsa yeni düzenlemedeki disiplin cezasının karşılığı uygulanacaktır.
Memurun işlediği fiili cezalandıran eski mevzuatın memurun lehine olması halinde ise, yine lehe olan hükmün uygulanması ilkesi gereği, memurun lehine olan eski mevzuat hükmü uyarınca disiplin cezası verilmesi gerekmektedir.
Lehe olan hükmün uygulanması ilkesinden yararlanılabilmesi için disiplin soruşturması sonucunda verilen disiplin cezasının kesinleşmemiş olması gerekir. Memur hakkında açılan disiplin soruşturması sonucunda disiplin cezasına hükmedilmiş ve bu cezaya karşı itiraz ve yargı yoluna başvurulmadığından disiplin cezası kesinleşmiş ise bu kesinleşmeden sonra değiştirilen mevzuat lehe olsa dahi uygulanması mümkün değildir. Buna göre disiplin cezasına karşı dava açılmış ve dava devam ederken disiplin cezasına dayanak mevzuatta değişiklik yapılmışsa lehe olan hükmün uygulanması ilkesi geçerli olacaktır. Nitekim Danıştay kararları da bu yöndedir.
Konuyla İlgili Danıştay Kararları
Danıştay bir kararında; “…Bu durumda; disiplin cezasına konu fiilin işlendiği tarih itibarıyla yürürlükte bulunan mevzuatın değiştirildiği, yeni düzenleme ile davacının disiplin cezası ile cezalandırılmasına temel olan eyleminin sınırlarının belirlenmesinde lehe düzenleme yapıldığı göz önüne alındığında; temyiz incelemesinin bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılması davacının adil yargılanma hakkını olumsuz etkileyeceğinden, yeniden temyiz incelemesi yapılmıştır.
Anayasa Mahkemesinin 13/01/2016 günlü, E:2015/85, K:2016/3 sayılı kararı ile Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü uyarınca verilen dava konusu disiplin cezasının yasal dayanağı olan, 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu’nun 83. maddesinin birinci cümlesinin, “yaptırım konusu eylemleri yasal düzeyde belirlememesi ve bireylerin hangi somut olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını belirli bir açıklık ve kesinlikte öngörebilmelerine yasal çerçevede imkan tanımaması nedeniyle, Anayasa’nın 38. ve 128. maddelerine aykırı olduğu” gerekçesiyle iptaline karar verilmiş ve anılan madde, 08/03/2018 günlü, 30354 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 7068 sayılı “Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun”un 37. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
Bu sebeple, dava devam ederken, davacının fiiline uygulanacak disiplin cezasına ilişkin mevzuatta değişiklik olması nedeniyle uyuşmazlığın çözülebilmesi için öncelikle davacının işlediği fiile hangi mevzuat hükmünün uygulanması gerektiği hususunun karara bağlanması gerekmektedir.
Ceza hukuku kökenli bir ilke olan; ancak zaman içinde hukukun tüm dallarında geçerli bir ilke olarak benimsenen lehe olan hükmün uygulanması ilkesi; işlendiği zamanın hukuki normları uyarınca suç sayılan bir fiilin sonradan yürürlüğe giren bir düzenleme ile suç olmaktan çıkarılmış bulunması veya sonradan yürürlüğe giren düzenlemenin suçun işlendiği zaman mevcut olan düzenlemeye göre suçlunun lehine sonuçlar doğurması durumunda, failin lehine olan sonraki normun daha önce işlenmiş olan fiillere uygulanmasını öngörmektedir.
İdare hukuku alanında, kural olarak idari işlemlerin yargısal denetimi tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre yapılmakta ise de, yukarıda yer verilen lehe olan normun uygulanması ilkesinin disiplin cezaları yönünden de geçerli olduğunun kabulü gerekmektedir. Dolayısıyla fiilin işlendiği tarih itibarıyla yürürlükte bulunan mevzuat ile daha sonra yürürlüğe giren mevzuat hükümleri farklı ise disiplin cezası ile cezalandırılacak olan kişilerin lehine olan mevzuat hükmü dikkate alınmalıdır…” gerekçesiyle dava devam ederken disiplin cezasına dayanak maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiğinden bahisle memur lehine olan hükmün uygulanması gerektiğine hükmetmiştir (Danıştay Danıştay 2. Daire Başkanlığı, 05/04/2022T., 2021/8096E., 2022/1597K.).
Danıştay verdiği bir başka kararında da; “…Yukarıda yer verilen ve davacının eylemine karşılık gelen eski düzenleme ile yeni düzenleme birlikte incelendiğinde, madde metninden de anlaşıldığı üzere, davacının Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü’nün 8/16. maddesinde yer alan ceza ile cezalandırılmasına temel olan disiplin suçunun, sonraki tarihli Kanun ile fiilin çerçevesi daha daraltılarak yeniden düzenlendiği görülmektedir. Bu durumda, davacının disiplin cezası ile cezalandırılmasına temel olan eyleminin sınırlarının belirlenmesinde mevcut hukuki durum itibarıyla lehe düzenleme yapılmış olması ve “suç ve cezada lehe olan kuralın uygulanması” kuralının disiplin yaptırımları yönünden de geçerli bir ilke olması karşısında, mevzuat değişikliği ile oluşan yeni hukuki durum uyarınca, dava konusu disiplin cezasının dayanağı Tüzük hükümleri ile 7068 sayılı Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun hükümlerinin karşılaştırılması ve davacı lehine olan hüküm dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekmektedir…” gerekçesiyle disiplin cezasına karşı açılan dava devam ederken değişen mevzuat karşısında lehe olan hükmün uygulanması ilkesinin geçerli olduğuna hükmetmiştir (Danıştay 2. Daire Başkanlığı, 05/04/2022T., 2021/2731E., 2022/1598K.).
Sonuç olarak; disiplin soruşturmalarında lehe olan hükmün uygulanması ilkesi geçerlidir. Ancak bu ilkenin uygulanabilmesi için disiplin cezasının kesinleşmemiş olması gerektiğinden disiplin cezasına karşı süresi içerisinde dava açılması uygun olacaktır.