6 Ağustos 2024 İlker Urlu 0 Yorumlar

Türk Borçlar Kanunu m. 53/3te ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıpların talep edilebileceği düzenlenmektedir. Yargı uygulamalarında bu zarar talebi, destekten yoksun kalma tazminatı olarak adlandırılmaktadır.

Destekten Yoksun Kalma Tazminatını Kimler İsteyebilir?

Destekten yoksun kalma tazminatı yalnızca mirasçılara tanınmış bir hak değildir. Ölen kimsenin sağlığında fiili destek sağlaması halinde, mirasçıların dışındaki kimselerin de destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakları bulunmaktadır. Ancak destekten yoksun kalan kimsenin ölmesi halinde bu tazminat hakkı mirasçılarına geçmez. Bununla birlikte, destekten yoksun kalan sağlığında bu davayı açmışsa destekten yoksun kalan kimsenin ölümü halinde mirasçılar davaya devam edebilirler. Destekten yoksun kalanlar birlikte dava açabilecekleri gibi ayrı ayrı da dava açabilirler. Tazminat hesaplaması da destekten yoksun kalan kimse için ayrı ayrı yapılacaktır.

Destekten Yoksun Kalan Kimsenin Yeniden Evlenmesi Halinde Tazminat Hakkı Olur mu?

Destekten yoksun kalan eş, desteğin ölümünden sonra yeniden evlenirse bu durumda tazminat isteme hakkı olmayacaktır. Ancak destekten yoksun kalanın yeniden evlenmesi halinde evlilik tarihine kadar destekten yoksun kalma tazminatı isteme hakkı bulunmaktadır.

“Ancak davacı eşin evlenmesi gibi eylemli olarak bakım ihtiyacı son bulmuşsa, destekten yoksun kalma tazminatı evlenme tarihine kadar hesaplanır. Davacı eş … müteveffa ile 25.06.2009 tarihinde evlendiği, müteveffanın 11.12.2011 vefaat ettiği ancak davacı eşin karar tarihinden sonra 14.04.2017 de boşanma kaydının bulunduğu anlaşıldığından ve evlilik tarihinde destek ihtiyacı sona ereceğinden davacı …’nin yeniden evleneme durumunun araştırılarak ve evlendiği tarih nazara alınarak destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması için hükmün bozulması gerekmiştir…” (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, 21/10/2019T., 2017/2656 E., 2019/9725K.).

Destekten Yoksun Kalma Tazminatında Destek Ne Anlama Gelir?

Destekten yoksun kalma tazminatı yönünden desteğin varlığı bir koşul olarak aranmaktadır. Peki destek ne anlama gelir? Yargı uygulamalarında destek olma, başkasının ya da başkalarının geçimini sağlama ya da düzenli olarak geçimine katkıda bulunmak olarak tanımlanmaktadır. Burada destek, fiili ve düzenli bir destek durumunu ifade etmektedir. Yani tek seferlik ya da düzensiz biçimde yapılan yardımlar destek olarak nitelendirilmez. Yargıtay uygulamalarında bu tazminatın amacı da desteğin ölümünden sonra destekten yoksun kalanların yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumların korunması olarak ifade edilmektedir.

“…Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların, desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir…” (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, 09/03/2017T., 2014/20408 E.,  2017/2550 K.).

Gerçek Destek ve Farazi Destek Nedir?

Yargıtay uygulamalarında destek, gerçek destek ve farazi destek olarak sınıflandırılır. Gerçek destek, ölenin sağlığında fiilen bakmakta ya da geçimini sağlamalarına destek oldukları kimseleri ifade etmektedir. Ölenin eşi, çocukları fiilen bakmakta olanlara örnek olarak verilebilir. Bu duruma gerçek destek denir.

Farazi destek ise, ölüm meydana gelmeseydi az ya da çok yakın bir gelecekte destek olma halini anlatmaktadır. Ölen çocuğun gelecekte anne ve babasına destek olma ya da bakma hali farazi desteğe örnek olarak verilebilir.

“…Destek kavramı, gerçekleşmiş veya gerçekleşmesi umulan bir bakım ilişkisini gösterir. Eylemli ve düzenli olarak bir kimsenin geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde ona yardım eden veya olayların normal akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kişi destek sayılır. Birinci durumda fiili destek, ikinci durumda ise farazi destek kavramı söz konusudur. Bir başka anlatımla; destekten yoksun kalma tazminatı, fiili ve sürekli olarak bakımdan yoksun kalınması halinde takdir edilen bir tazminattır…” (Yargıtay  4. Hukuk Dairesi, 18/10/2018T., 2018/1697E.,  2018/6317 K.).

Kardeşler Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Alabilirler mi?

Kanuni olarak kardeşlerin birbirlerine bakım görevi bulunmamaktadır. Ancak kardeşler arasında fiili bir destek durumunun varlığı halinde kardeşlerin de destekten yoksun kalma tazminatı talep etme hakları bulunmaktadır.

“…Somut olayda, davacı … müteveffanın kız kardeşi olup, ağabeyinin ölümü nedeniyle O’nun desteğinden mahrum kaldığını belirterek destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiştir. Kardeşlerin birbirine karşı kural olarak bakım görevi yoktur. Ancak, bir kardeşin diğer kardeşe eylemli ve düzenli olarak yardım etmesi halinde, bu kardeş diğerinin desteği sayılır…” (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, 30/01/2018T., 2016/1539 E.,  2018/393 K.).

Destekten Yoksun Kalma Tazminatında Süre Hesabı Nasıl Yapılır?

Destekten yoksun kalma tazminatında destek alınabilecek sürenin kesin bir hesabının yapılması mümkün değildir. Ancak her somut olay yönünden değerlendirme yapılarak Yargıtay uygulamalarıyla şekillenen hesaplamalara uygun şekilde tazminat hesabı yapılmaktadır. Bu hesapta desteğin gelir elde edebileceği yaş, çocuğun eğitim alıp almaması haline göre çalışma hayatına katılma yaşı, mevcut ya da olası gelir durumu, destek olanın ya da destek alanın birden fazla olması hallerine göre hesaplama biçimleri farklılaşmaktadır. Uygulamada bu hesaplamalar yönünden mahkemelerce bilirkişi incelemesi yaptırılarak tazminat hesabına gidilmektedir.

Destekten Yoksun Kalma Tazminatında Zamanaşımı Süresi

Destekten yoksun kalma tazminatında ölüm tarihinden itibaren 2 yıl ve her halde 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Ancak TBK m. 72 hükmü uyarınca tazminat, ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır. Yani ölüm olayına sebebiyet veren ya da verenlerin ceza almasını gerektirir bir durum söz konusu ise ceza zamanaşımı süresi uygulanacaktır.

“…Aynı fiil bazen hem sorumluluğu gerektiren, hem de ceza kanunlarına göre cezayı gerektiren bir fiil olabilir. Bu fiile göre Ceza Kanununun daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörüldüğü hallerde, tazminat davasının daha önce zamanaşımına uğraması tutarlı bir çözüm oluşturmaz. Zira cezalandırma, müeyyide olarak tazminattan daha ağırdır. Bu sebeple, kanun koyucu uyum sağlamak amacıyla ceza davası için öngörülen zamanaşımı süresince tazminat davasının da devamını temin bakımından genel olarak BK 60/II (6098 sayılı TBK m. 72/I), özel olarak da KTK 109/II. maddesinde düzenleme yapmıştır…” (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, 13/12/2017T.,  2015/4652 E., 2017/11662 K.).

Yorum ekle:

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir