28 Nisan 2024 İlker Urlu 0 Yorumlar

Cumhurbaşkanına Hakaret suçu, Türk Ceza Kanunu’nun üçüncü bölümünde Devletin Egemenlik Alametlerine ve Organlarının Saygınlığına Karşı Suçlar başlığı altında düzenlenmiştir. TCK m. 299/1; “ Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” hükmü uyarınca Cumhurbaşkanına hakaret eden kimsenin bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı hüküm altına alınmıştır.

Cumhurbaşkanına hakaret suçu yönünden açılan davalar ve verilen cezalar son on yılda oldukça yoğunlaşmıştır. Cumhurbaşkanına hakaret suçu yönünden yapılan yargılamaların artışı özellikle tartışma konusu olmuştur. Bu yerde eleştiri ile hakaret sınırları arasında çizginin nereden çekileceği, demokratik bir toplumda eleştirinin sınırlarının ne olması gerektiğine ilişkin özellikle bir dönem yoğun tartışmalar yaşanmıştır.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin özellikle siyasilere ve kamusal tanınırlığı yüksek kimselere ilişkin eleştiri sınırını oldukça geniş tuttuğu ve küfür dahi içeren sözlerin eleştiri sınırları içerisinde kabul edilmesi gerektiğine ilişkin kararlarının bulunduğunu görmekteyiz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, siyasetçilere yönelik olarak kullanılan “adi oportunizm”, “ahlak dışılık” ve “şerefsizlik” (Lingens/Avusturya, no. 9815/82, 08.07.1986), “geri zekalı” (Oberschlick/Avusturya, no. 11662/85, 23.05.1991), “faşist geçmişe sahip” (Feldek/Slovakya, no. 29032/95, para.86,90), “S…tir git salak” (Eon/Fransa, no. 26118/10, 14.03.2013, para.59) gibi ifadeleri, siyasi nitelikli sert eleştiri olarak değerlendirmiştir. Ancak ülkemizdeki yargı pratiği yönünden eleştiri sınırlarının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına göre daha dar yorumlandığını görmekteyiz.

Yargıtay uygulamalarında doğrudan küfür içeren sözler Cumhurbaşkanına hakaret suçu kapsamında değerlendirilmektedir. Ancak siyasi eleştiri niteliği taşıyan kimi ifadelerin hakaret suçu oluşturmadığına yönelik kararlar mevcuttur. Yargıtay bir kararında; “…suç tarihinde bir siyasi partinin gençlik kollarında başkanlık yaptığı anlaşılan ve her ne kadar tespit tutanağı içerisinde yer almamakta ise de ihbar ekinde gönderilen ekran çıktılarında yer alan ve süreçteki ifadelerinde de paylaşımları kendisinin yaptığını beyan ettiği görünen bir gazetenin manşet fotoğrafının paylaşılmak sureti ile meydana gelen bir terör saldırısı sonucunda üzüntüsünden ve mensubu olduğu partinin de görüşleri doğrultusunda eleştiri hakkını kullanarak ”anayasa taslağı genel kurula geldi yine faşist … ve yardakçı iktidar tüm toplumu tehdit eder gibi İstanbulun göbeginde bomba patlatır, akıllara birkaç ay öncesinin sözleri gelir, ya başkanlık ya kaos, seni başkan yaptırmayacağız”, şeklindeki paylaşım ile beyanlarında yapılan bir rektör ataması nedeni ile “üniversitelerde rektör seçimleri kaldırılmış, atamada YÖK ve baş faşist …’e bırakılmış, … ile mücadele ediyoruz deyip, faşistliği hat safhaya ulaştırmaya devam,” şeklindeki düşüncelerini paylaştığını beyan eden sanık hakkında, mahkemesince delillerin değerlendirilerek sanığın eleştiri hakkını kullandığına dair değerlendirme yapıldığı görülmekle…” gerekçesiyle “faşist” sözünün siyasi eleştiri bağlamında kullanıldığı gerekçesiyle hakaret suçunu oluşturmayacağına hükmetmiştir (Yargıtay, 16. Ceza Dairesi, 25/10/2019T., 2019/6270 E., 2019/6793 K.).

Cumhurbaşkanına hakaret suçu yönünden yapılan değerlendirmede, özellikle Cumhurbaşkanı’nın parti üyesi olmasının mümkün kılınması ile birlikte Cumhurbaşkanı’nın bir siyasi kimliğe de sahip olduğu, bu nedenle de Cumhurbaşkanına hakaret suçunun yeniden düzenlenmesi gerekliliğine ilişkin tartışmalar yürütülmektedir. Gerçekten de Türk Ceza Kanunu’nun yürürlüğe girdiği dönemde Cumhurbaşkanı’nın siyasi parti üyesi olması mümkün değildi. Cumhurbaşkanlığı sembolik olarak Devletin en üst kurumu ve makamı olarak değerlendirilmekteydi. Ancak yeni Anayasal düzenleme ile Bakanlar Kurulu ve Başbakanlık kaldırılmış, Cumhurbaşkanına yürütme yetkisi tanınmıştır. Partili Cumhurbaşkanı ise aynı zamanda parti üyesi olabilmektedir. Bu durumda siyasi kimliği öne çıkan Cumhurbaşkanına karşı eleştiri sınırlarının da genişlemesi gerekliliği ortaya çıkmış durumdadır. Ancak buna ilişkin bir düzenleme yapılmamış, Cumhurbaşkanına hakaret suçu Türk Ceza Kanununda yer almaya devam etmektedir.

Cumhurbaşkanına hakaret suçu Asliye Ceza Mahkemelerinde görülmekte ve şikayete bağlı olmayan suçlar kategorisinde yer almaktadır. Yani suç yönünden soruşturma ve kovuşturma için şikayet aranmamaktadır.

Sonuç olarak, Cumhurbaşkanına hakaret suçu 1 ila 4 yıl arasında ceza gerektiren suçlar arasında sayılmaktadır. Şikayete tabi olmayan yargılamada Yargıtay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları gözetilerek hazırlanacak savunma dilekçesi önem arz etmektedir.

Yorum ekle:

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir