28 Nisan 2024 İlker Urlu 0 Yorumlar

Anayasa Mahkemesi 32522 sayılı ve 09/04/2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2023/78E., 2024/55K., sayılı ve 22/02/2024 tarihli kararı ile 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nda öğrencilerin disiplin işlemlerini düzenleyen 54üncü maddesinde yer alan kimi alt bentlerin Anayasa’ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verdi. Anayasa Mahkemesi’nin verdiği iptal kararından birisi hariç diğerlerinin yayım tarihinde yürürlüğe girmesi nedeniyle üniversite öğrencilerini doğrudan etkileyecek sonuçlar doğurduğu yönünde değerlendirme yapmak mümkündür.

Anayasa Mahkemesi 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu m.54/1-a-3’te yer alan ve kınama cezasını gerektiren fiil olarak tanımlanan; “Yükseköğretim kurumu içinde izinsiz olarak bildiri dağıtmak, afiş veya pankart asmak” hükmünün, ifade özgürlüğünün kategorik olarak sınırlandırılması sonucu doğurduğundan iptaline karar verdi. Buna göre; üniversite öğrencileri hakkında artık izinsiz bildiri dağıttıkları, afiş veya pankart astıkları için disiplin cezası verilemeyecektir. Bu nedenle haklarında devam soruşturmalar nedeniyle ceza almaları söz konusu değildir. Ancak bildiri, afiş ya da pankart içeriğinin suça konu olması halinde bu fiillerin ayrıca ceza soruşturmasının konusu olabileceği hususunu belirtmekte yarar bulunmaktadır. Yine Kanun Koyucunun bu konuda ayrı bir düzenleme yapabileceği hususunu hatırlatmak gerekir. Ancak yeni bir düzenleme yapılana kadar bu öğrencilere bu nedenle disiplin cezası verilmesi mümkün değildir.

Anayasa Mahkemesi 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu m. 54/1-b-7’de yer alan ve uzaklaştırma cezasını gerektiren fiil olarak tanımlanan; “Yükseköğretim kurumuna ait kapalı veya açık mahallerde yetkililerden izin almadan toplantılar düzenlemek” hükmünün, Anayasa’nın 34. maddesinde yer alan “Herkes önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir” hükmüne aykırılık teşkil ettiğini, Anayasa’nın bu hükmüyle özel bir düzenlemeye yer verdiğini ve 2547 sayılı Kanun’da yer alan düzenlemenin Anayasa metninde tanınan özgürlüğü kısıtlayamayacağına hükmetmiştir. Buna göre üniversite öğrencilerinin kampüs içerisinde izin almadan yürüyüş yaptıkları gerekçesiyle disiplin cezası almaları söz konusu değildir. Öğrenciler hakkında bu nedenle devam eden soruşturma bulunması halinde öğrencilere disiplin cezası uygulanması söz konusu olamaz.

Anayasa Mahkemesi 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu m. 54/1-d-2’de yer alan kurumdan çıkarma cezasını arasında sayılan fiillerden olan; “Suç işlemek amacıyla kurulan bir örgüte üye olmamakla birlikte, örgüt adına faaliyette bulunmak veya örgüte yardım etme” hükmünün konusunun ceza yargılamasını gerektiren türden fiiller olduğu ve ceza yargılaması sonucu verilen bir karar olmadan yalnızca idari bir işlemle kişi hakkında bu tür bir işlem tesis edilmesinin masumiyet karinesinin ihlali olduğu gerekçesiyle iptaline karar vermiştir. Bu durumda öğrenciler hakkında bu hükme dayanılarak disiplin işlemi tesis edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle devam eden disiplin soruşturmaları sonucunda öğrencilere disiplin işlemi uygulanamayacaktır.

Anayasa Mahkemesi, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu m. 54/6-f; “Yükseköğretim kurumundan bir veya iki yarıyıl uzaklaştırma cezası ile çıkarma cezasını gerektiren suçlarda soruşturma açmaya yetkili amirin teklifi üzerine veya re’sen, rektörün kararıyla otuz günü geçmemek üzere öğrencinin yükseköğretim kurumu binalarına sokulmaması yönünde tedbir uygulanabilir” hükmünün geniş bir biçimde düzenlendiği ve disiplin suçunu gerektiren fiillerden bir kısmının tedbir uygulanmasını gerektirir disiplin suçlarından olmadığı gerekçesiyle iptaline karar vermiştir. Anayasa Mahkemesi bu iptal kararının hukuk boşluğu yaratacağı gerekçesiyle iptal kararının Resmi Gazete’de yayımlanmasından itibaren dokuz ay sonra yürürlüğe girmesi gerektiğine hükmetmiştir. Buna göre bu hüküm dokuz ay daha yürürlükte kalacağından üniversitelerin öğrenciler hakkında belirtilen gerekçelerle tedbir kararı uygulaması mümkündür. Ancak idarelerin bu tür işlemleri Anayasa Mahkemesi kararında yer verilen gerekçeye aykırı tesis etmemesi gerekir. Bu tür aykırılıklara karşı dava yolunun açık olduğunu hatırlatmakta yarar bulunmaktadır.

Sonuç olarak; Anayasa Mahkemesi’nin verdiği iptal kararı ile üniversitelerde izinsiz bildiri dağıtmanın, afiş ve pankart asmanın –içeriğinin suç teşkil etmemesi kaydıyla- mümkün hale geldiği, izin almadan toplantı yapmanın mümkün kılındığını ve örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına faaliyet göstermek suçundan kesinleşen bir ceza bulunmadan bu nedenle kişi hakkında disiplin cezasına hükmedilemeyeceği yönünde değerlendirmede bulunmak mümkündür. Özellikle bahar şenliklerinin yaklaştığı bu günlerde Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararının öğrencilerin Anayasa tarafından korunan özgürlük alanlarını genişletilmesine katkı sunduğunu ifade edebiliriz.