*Bu yazı Av. Deniz Sayın tarafından hazırlanmıştır
Etkin pişmanlık Türk Ceza Kanunu m. 168’de düzenlenmektedir. Düzenleme uyarınca hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflâs ve taksirli iflâs suçlarında failin, azmettirenin veya yardım edenin mağdurun zararını aynen geri verme veya karşılama şeklinde dava açılmadan önce zararını gidermesi halinde cezanın üçte ikisine kadarı, dava açıldıktan sonra ve karar verilmeden önce zararı gidermesi halinde cezanın yarısına kadarı indirilir. İlgili düzenlemeye göre etkin pişmanlığın uygulanması farklılık göstermektedir. Yağma suçu kapsamında dava açılmadan önce zararın giderilmesi halinde ceza yarısına, dava açıldıktan sonra ve karar verilmeden önce ceza üçte birine kadarı indirilir. Bunun yanında Karşılıksız yararlanma suçunda dava açılmadan önce zararın giderilmesi halinde dava açılmaz, dava açıldıktan sonra ve karar verilmeden önce ceza üçte birine kadar indirilir ve bu hal iki defadan fazla uygulanmaz. Etkin pişmanlık kapsamında zararın kısmen giderilmesi halinde etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabilmesi için şikayetçinin izni gerekmektedir.
TCK m. 168 uyarınca “…kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir…” hükmü uyarınca dava açılmadan önce soruşturma aşamasında zararın giderilmesi halinde uygulanacak indirim miktarı, dava açıldıktan sonra kovuşturma aşamasında zararın giderilmesi halinde uygulanacak indirim miktarından daha fazladır.
Yargıtay uygulamalarında şikayetçinin zararının giderilmesi
Yargıtay bir kararında; “…5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 168. maddesinde yer alan “(1) Hırsızlık, mala zarar verme, güveni kötüye kullanma, dolandırıcılık, hileli iflâs, taksirli iflâs (…)(1) suçları tamamlandıktan sonra ve fakat bu nedenle hakkında kovuşturma başlamadan önce, failin, azmettirenin veya yardım edenin bizzat pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme veya tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisine kadarı indirilir. (2) Etkin pişmanlığın kovuşturma başladıktan sonra ve fakat hüküm verilmezden önce gösterilmesi halinde, verilecek cezanın yarısına kadarı indirilir.” şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, somut olayda sanığın karardan önce vermiş olduğu 13.03.2023 tarihli dilekçesine ek olarak ibraz ettiği dekonta göre, kovuşturma aşamasında 02.03.2023 tarihinde katılanın zararının karşılanması nedeniyle, sanık hakkında hükmolunan cezadan aynı Kanun’un 168/2. maddesi uyarınca indirim yapılması gerektiği gözetilmeyerek fazla ceza tayin edilmesi hukuka aykırı bulunmuştur…” gerekçesiyle katılanın zararının kovuşturma aşamasında giderilmesi halinde TCK m. 168/2 uyarınca cezada indirim uygulanması gerektiğine karar verilmiştir (Yargıtay 2 CD 2024/1037E., 2024/11074K., 9/9/2024).
Yargıtay bir kararında; “… 1)Sanığın talimatla alınan 05.06.2015 tarihli beyanında katılanın zararını karşılamaya hazır olduğunu, zararını gidermek istediğini bildirmesi, katılanın da zarar giderimi talebi bulunduğunu, ancak maddi zararının ne kadar olduğunu bilmediğini bildirmesi karşısında mahkemece yaklaşık bir zarar miktarı belirlenerek, sanığın bu miktarı karşılayıp karşılamadığının takip edilmesi ile sonucuna göre hüküm tesis edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,…” gerekçesiyle şikayetçinin zararını giderme ve bu doğrultuda zarar miktarının tespiti talebi üzerine mahkemece zarar miktarının tespit edilerek zararın giderilip giderilmediğinin takip edilmesi gerektiğine karar verilmiştir (Yargıtay 3 CD 2018/8041E., 2019/3981K., 27/02/2019).
Yargıtay bir başka kararında; “… mağdur …’in meydana gelen olay nedeni ile dişinin kırıldığını, maddi zararının bulunduğunu ve karşılanmadığını beyan ettiği anlaşılmakla, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre basit bir araştırmayla tespit edilebilecek nitelikteki zarar miktarı belirlenerek sanığa tespit edilen bu zarar miktarını gidermeyi kabul edip etmediği sorularak sonucuna göre sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek,…” gerekçesiyle müştekinin zarar miktarının tespit edilerek sanığa tespit edilen bu zarar miktarını gidermeyi kabul edip etmediği sorularak karar verilmesi gerektiğine hükmetmiştir (YArgıtay 3 CD 2018/12232E., 2019/1336K., 28/01/2019).
Sanığın zararı gidermesi atılı suçlamayı kabul ettiği anlamına gelir mi?
Uygulamada aksine kararlar olmasına karşın şüpheli/sanığın, mağdurun zararını gidermesi halinde sanığın atılı suçlamayı kabul ettiği şeklinde yorumlanamayacaktır. Nitekim Yargıtay Ceza Kurulu bir kararında “…Yerel Mahkemece çalınan altınların değer tespiti hususunda bir araştırma yapılmamakla birlikte mağdurun suçtan kaynaklanan zarar miktarı olarak belirttiği 9.500 TL’nin sanık tarafından karşılanmış olmasının, sanığın atılı suçlamayı kabul ettiği şeklinde yorumlanamayacağı tüm aşamalarda atılı suçlamayı kabul etmeyen sanığın savunmaları aksine yargılama dışı sanık …’un soyut beyanı dışında, atılı suçu işlediğine dair, her türlü şüpheden uzak, mahkûmiyetine yeter derecede, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığının kabulü gerekmektedir…” gerekçesiyle sanık, mağdurun zararını gidermiş olsa dahi yeter derecede, kesin ve inandırıcı delil bulunmaması halinde sanığın cezalandırılmayacağına karar vermiştir (Yargıtay CGK 2020/194E., 2023/72K., 8/2/2023).
Av. Deniz Sayın
Ankara Barosu
denizsayin07@gmail.com