Memurların disiplin işlemleri ile ilgili süreçte, uygulamada karşılaşılan sorunlardan birisi de ifade ve savunma arasındaki farkın karıştırılmasıdır. İfade, olaya ilişkin kişinin bilgisinin alınması iken, savunma olaya ilişkin bütün bilgi, belge ve deliller toplandıktan sonra bu olaya ilişkin kişinin ne söyleyeceğinin yani beyanının alınmasıdır. Bu yazıda ilgili mevzuat ve Danıştay kararları ışığında disiplin soruşturmasında ifade ve savunma kavramları açıklanmaya çalışılacaktır.
İlgili Mevzuat
657 saylı Devlet Memurları Kanunu n. 130; “Devlet memuru hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilemez. Soruşturmayı yapanın veya yetkili disiplin kurulunun 7 günden az olmamak üzere verdiği süre içinde veya belirtilen bir tarihte savunmasını yapmıyan memur, savunma hakkından vazgeçmiş sayılır” hükmü ile devlet memuru hakkında yürütülen disiplin soruşturmasında memurun savunması alınmadan disiplin cezası verilemeyeceğini düzenlemektedir.
Devlet Memurları Disiplin Yönetmeliği m. 30/1; “Memura savunma hakkı tanınmadan disiplin cezası verilemez. Savunma, soruşturma sürecinin son aşamasında disiplin amiri tarafından istenir” hükmü ile memura savunma hakkı tanınmadan disiplin cezası verilemeyeceği hükmünü yinelemekte ve savunmanın da hangi aşamada kim tarafından alınması gerektiğini düzenlemektedir. Bu düzenlemeye göre soruşturmayı yürüten kimsenin memurun bilgisine başvurmasını savunma olarak nitelemek doğru değildir. Soruşturmayı yürüten kimse olay ile ilgili memurun bilgisine başvurmakta ve olay ya da durum ile ilgili memurun beyanlarını almaktadır. Savunma ise ancak olay ile ilgili bütün bilgi ve belgelere ulaşılıp, tanıklar dinlenilip, gerektiğinde bilirkişi raporu alındıktan sonra sürecin son aşamasına disiplin amiri tarafından alınmaktadır.
Memurların Disiplin Yönetmeliğinde yetkili disiplin amirleri ve disiplin kurulları da ayrıca düzenlenmektedir. Burada cezanın türüne göre disiplin süreci tayin edilmiştir.
Buna göre; uyarma, kınama ve aylıktan kesme disiplin cezası gerektiren fiil veya hâli bulunan memurlar hakkında disiplin soruşturması açılması ve ceza verilmesine ilişkin hususlarda yetkili disiplin amirleri, disipline aykırı fiil veya hâlin işlendiği sırada memurun görev yerindeki disiplin amirleridir (m. 24).
Kademe ilerlemesinin durdurulması cezası teklifini ve uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarına karşı yapılan itirazları değerlendirmeye yetkili disiplin kurulu, disipline aykırı fiil veya hâlin işlendiği sırada memurun görev yerindeki disiplin kuruludur (m. 25).
Memur hakkında istenilecek cezanın türüne göre yürütülecek sürecin son aşamasında disiplin amiri tarafından memurun savunması istenilecek ve Devlet Memurları Kanunu’nda yer alan açık düzenleme dolayısıyla -özel Kanunlarda düzenlenen süreler hariç- 7 günden az olmamak üzere bir süre verilmesi gerekmektedir.
Devlet Memurluğundan Çıkarma Cezasında Son Savunma
Son olarak, ilgili mevzuatta devlet memurluğundan çıkarma cezası yönünden ayrı bir düzenleme bulunduğunu ifade etmek gerekir. Memurların Disiplin Yönetmeliği m.30/6; “Devlet memurluğundan çıkarma cezasına ilişkin soruşturma süreci sonunda disiplin amiri savunmayı aldıktan sonra ceza verilmesi gerektiği kanaatine varırsa soruşturma dosyasını, kanaatini içeren yazı ile birlikte yüksek disiplin kuruluna gönderir. Yüksek disiplin kurulunca, memurun sözlü veya yazılı olarak son savunması, 657 sayılı Kanunun 129 uncu maddesinde tanınmış olan haklardan yararlanmasına imkân sağlanmak suretiyle ayrıca talep edilir” hükmü ile devlet memurluğundan çıkarma cezasında son savunma düzenlemesi getirmiştir.
Memurun hakkında yürütülen disiplin soruşturmasında disiplin amiri memurun savunmasını alacaktır. Ancak bu savunma sonunda memurun memuriyetten çıkarma cezası alması gerektiği yönünde kanaate ulaşmışsa bu durumda bu kanaati içeren yazı ile birlikte dosyayı yüksek disiplin kuruluna gönderecektir (Yönetmeliğin 16’ıncı maddesinde de yüksek disiplin kurullarının oluşturulma esasları düzenlenmiştir). Yüksek disiplin kurulu da memurun son savunmasını alarak bir karar verecektir. Hakkında memuriyetten çıkarılma cezası istenilen memur son savunmasında soruşturma dosyasını inceleme, tanık dinletme ya da avukatı vasıtasıyla savunma yapma hakkına sahiptir.
Sonuç olarak; memurlar hakkında yürütülen soruşturmada soruşturmayı yürüten kimse tarafından bilgisine başvurulması ifade; soruşturtmanın son aşamasında disiplin amiri tarafından hakkında toplanan bütün delillerle birlikte olay ile ilgili dinlenilmesi ise savunma olarak tanımlanabilir.
Konuyla İlgili Danıştay Kararları
Danıştay bir kararında; “…Bu durumda; Yüksek Disiplin Kurulunca, Devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılması teklif edilen ilgiliye 657 sayılı Kanun’un 129. maddesi uyarınca usulüne uygun olarak son savunma hakkı tanınması gerektiği açık olup, uyuşmazlık konusu olayda, hakkında Devlet memurluğundan çıkarma cezası teklif edilen davacı hakkında Yüksek Disiplin Kurulunca 657 sayılı Kanun’un 129. maddesine göre son savunması alınmadan tesis edildiği görülen dava konusu işlemde hukuka uyarlık, bu hususu göz ardı etmek suretiyle işin esasına girerek davanın reddine karar veren İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır…” gerekçesiyle son savunma alınmadan disiplin cezası verilmesini hukuka aykırı bulmuştur (Danıştay 12. Daire Başkanlığı, 18/05/2022T., 2018/1788 E., 2022/2707 K.).
Danıştay verdiği bir başka kararında da; “…Anılan Anayasa hükmünün gerekçesinde, “yapılacak disiplin kovuşturmalarında ve disiplin cezası uygulamasında ilgiliye isnad olunan hususun bildirilmesi, dinlenilmesi, savunmasını yapma imkanı tanınması bu madde ile güvence altına alınmaktadır.” ifadelerine yer verilerek, disiplin cezaları ile ilgili olarak Anayasal güvenceye bağlanan savunma hakkının içeriği belirtilmiştir. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 130. maddesinde diğer cezalar bakımından memura sadece 7 günden az olmamak üzere savunma hakkı tanınmışken memuriyetten çıkarma cezası açısından 129. maddeyle, soruşturma ile ilgili evrakın incelenmesinden veya vekili vasıtasıyla sözlü savunma yapılmasına kadar, 130. maddeden farklı olarak geniş bir savunma hakkı tanınmış bulunmaktadır. Yasa koyucu ilgili açısından en ağır sonuçları doğuran Devlet memurluğundan çıkarma cezasının verilmesinde, bu şekilde bir savunma hakkının tanınmasını memur statüsü açısından önemli bir güvence olarak öngörmüştür…” gerekçesiyle savunma hakkının Anayasal güvence altına olduğuna hükmetmiştir (Danıştay 12. Daire Başkanlığı, 23/02/2022T., 2019/1606 E., 2022/640 K.).
Danıştay bir başka kararında da; “…Bu bakımdan, disiplin soruşturmalarının yapılmasında izlenecek yöntem, ceza verilecek fiiller ve ceza vermeye yetkili makam ve kurullar pozitif olarak mevzuatla belirlenmekte, doktrin ve yargısal içtihatlarla da konu ile ilgili disiplin hukuku ilkeleri oluşturulmaktadır. Buna göre, disiplin cezası verilebilmesi için kusurlu halin tespitinden sonra belli süreler içinde ilgili memur hakkında tarafsız bir soruşturmacı görevlendirilerek disiplin soruşturması açılması, söz konusu soruşturmada memurun lehine ve aleyhine olan tüm delillerin toplanarak ekleriyle birlikte bir soruşturma raporunun oluşturulması ve bu şekilde memurun hangi fiili, nerede, ne zaman, nasıl, ne şekilde işlediğinin somut, hukuken kabul edilebilir delillerle ve şüpheye yer vermeyecek açıklıkta ortaya konularak, yetkili disiplin amiri veya disiplin kurulu tarafından bir disiplin cezası verilmesi gerekmektedir…” gerekçesiyle bütün deliller toplandıktan sonra savunma alınması gerektiğine hükmetmiştir (Danıştay 12. Daire Başkanlığı, 02/03/2022T., 2022/35 E., 2022/833 K.).