Anayasa Mahkemesi, 32522 sayılı ve 09/04/2024 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 2023/116E., 2024/56K., sayılı ve 22/02/2024 tarihli kararı ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun boşanma nedenleri arasında sayılan m. 166/4; “Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir” hükmünün iptaline karar vermiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin bu hükmün iptal kararında, taraflar arasında görülen boşanma davasının reddedilmesi halinde ortak yaşamın kurulabilmesi için 3 yıl gibi uzun bir süre bekleme yükümlülüğü getirmesinin makul olmadığına ve ölçülülük ilkesine aykırılık teşkil ettiği gerekçelerine yer verdiğini görmekteyiz.
Anayasa Mahkemesi’nin verdiği bu karar hukuksal boşluk yaşanmaması nedeniyle dokuz ay sonra yürürlüğe girecektir. İptal kararı sonrası kanun koyucu tarafından yeniden bir düzenleme yapılarak bekleme süresinin kısaltılabileceğinin öngörülmesi mümkündür. Gerçekten da taraflar arasında boşanma davasının reddinden sonra da ortak yaşamın kurulamadığı durumlarda 3 yıl gibi bir bekleme süresinin oldukça uzun olduğunu görmekteyiz. Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararında karşı oy kullanan üyeler bu bekleme süresinin Almanya ve İsviçre’de de benzer olduğunu, bu süreyi 2 yıl uygulayan ülkelerin de bulunduğunu ve bu nedenle süresinin uzun olmadığını ileri sürseler de evlilik kurumunun anılan ülkeler ile ülkemizdeki toplumsal ve kültürel pratiklerinin farklılığı da gözetildiğinde bu bekleme süresinin uzun olduğu yönündeki Anayasa Mahkemesi kararının yerinde bir karar olduğu yönünde değerlendirme yapmaktayız.